30 Kasım 2015 Pazartesi

FİLİZLENMİŞ BUĞDAY

Mehmet Şahsivar
^^ DİKKAT ^^
ÇOK DİKATLİ OKUYUNUZ
Bu reçete Rus bilim adamı Prof.Dr. Hristo Mermersky in reçetesidir binlerce kanser hastasını tedavi etmiştir.
Bu Karışımın Sırları
* Vücüdun tam tedavisi için besindir
* Kan damarlarını temizler
* Kalbe şifa
* Karaciğer ve Böbrekleri temizler
* Bağışıklık sistemini güçlendirir
* Beyin Fonksiyonunu ve Belleği geliştirir
* Kalp krizini önler
* Kalp krizi ve İnme geçirmiş insanlar için tam kurtarma sağlar
* Tüm kanser çeşitleri için en iyi çare
Malzemeler :
——————–
15 Adet Taze Organik Limon
12 Baş Taze Sarımsak
1 Kg Bal
400 gr Buğday
400 gr Taze ceviz
Filizlenmiş Buğdayın oluşturulması :
—————————————-
400 gr Buğdayı bir cam kaba koyun üzerini su ile doldurun.tercihen
gece bunu yapın.sabaha kadar beklesin 10 – 12 saat
Sabah suyu süzün ve buğdayları yıkayın ve su kalmasın diye tekrar süzgeçten süzün
sonra süzülmüş buğdayları cam kaba koyun 24 saat bekletin
24 saat sonra buğdaylar üzerinde 1 – 2 mm uzunluğunda filizler oluşacaktır. ( filizlenmiş buğday olacak )
Karışımın hazırlanması :
—————————————–
Filizlenmiş Buğdayları, Ceviz ve temizlenmiş Sarımsakları iyice ezin ve karıştırın.
Sonra Kabuğu ile beraber 5 Limonu ezin ve karıştırın.
Diğer 10 Limonun sadece suyunu karıştırın.
Bal ekleyin ve tahta kaşıkla karıştırın.
Cam kavanoza dökün. ve Buzdolabında 3 gün bekletin.
Buzdolabında 3 gün bekledikten sonra tüketmeye başlayın.
Uygulama :
——————————
Bu mucizevi ilaç her yemekten önce ve yatmadan 30 dakika önce
alınır. ( Günde 4 defa )
Eğer Kanser tedavisi için kullanılacaksa her 2 saatte 1 – 2 yemek kaşığı
alınacaktır.
Prof. Mermersky diyorki
Bu tarif insanlara sağlık ve iyi yaşam sağlar.Vücüda gençlik ve Enerji sağlar.
kansere karşı reçetedir.
Bu tedavi tüm gerekli vitamin, mineraller , Biyoaktif maddeler, Proteinler,
Karbonhidratlar ve bitkisel yağlar içerir.
Bu nedenle sağlıklı bir vücüdu korumak iç organları ve bezleri geliştirir
(iyileştirir ) ve kanseri ortadan kaldırır.

BROKOLİ TÜKETMEK


Sağlıklı YaşıyoruzDr. Ümit Aktaş ile birlikte.
Bugün Datça pazarından brokoli alırken brokoliyi yetiştiren Hasan ile biraz konuştuk. Brokolinin nasıl pişirilmesi gerektiğini anlatıp SY gönderisinden bahsedince bu gönderiyi bir kez daha paylaşmamı istedi. Brokoli yazısını Hasan Buçuk ve onun gibi okuyamayalar için tekrar paylaşıyorum.
ACABA KAÇ KİŞİ BROKOLİYİ SAĞLIKLI OLARAK HAZIRLAMAYI BİLİYOR?
Dr. Ümit Aktaş brokolinin sağlıklı olabilmesi için nasıl hazırlanması gerektiğini 28.10.2015 Çarşamba günü Beyaz TV 'de anlattığında, o ana kadar bizim evde "sağlıklı" brokoli yapılmadığını ben sevinerek eşim Nurçin de üzülerek öğrenmiş oldu. Çünkü ben eşimin ısrarlarına rağmen pek brokoli yemezdim. Demek ki benim o zamana kadar brokoliyi yememe nedenim, bizim evde brokolinin yanlış hazırlanmasıymış. 😊diyerek pek çok evde yapılan bu yanlışlığı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Eşimle birlikte görüntüleri yazıya döktük.
BROKOLİNİN YARARLI OLABİLMESİ İÇİN NASIL HAZIRLANMASI GEREKİYOR?
Şimdi Dr. Ümit Aktaş'tan dinleyelim.
"Brokoli hem bağırsak sistemi hem de bağışıklık sistemini düzenlemekte çok etkili bir sebze. Brokoli dünyadaki anti kanser besinlerin başında gelir. Anti kanser etkisi açısından ilk ondadır. Kansere karşı hem koruyucudur hem de tedavi edici özelliği vardır. Neden ilaç etkisindedir size onu anlatacağım. Bir kere brokoli kış sebzesidir. Karnabahar, lahana ile akrabadır. İçinde sülfürofan adını verdiğimiz bir madde vardır. Sülfürofan maddesi dünyanın en önemli kanser savaşçılarından bir tanesidir. Kansere karşı ilaçtır. Hem kanserden korunmak için hem de biz kanser tedavisinde brokoli kullanıyoruz. Ama kanser tedavisi deyince aklınıza yanlış bir şey gelmesin. Tedavide biz hiçbir zaman böyle sebze formunda kullanmıyoruz. Beslenme ayrı bir şey. Beslenmeyi düzenleyeceğiz ama beslenmenin haricinde biz brokolinin üretilmiş haplarını kullanıyoruz kanser tedavisinde. Dünyada brokolinin anti kanser etkisiyle ilgili pek çok yayın var. Yüzlerce yayın var bunlarla ilgili. En çok yayın çıkaran ülke Amerika ve Amerika’da en çok yayın yapılan yer Johns Hopkins Hastanesi. Johns Hopkins Hastanesi brokoliyle ilgili yayın çıkarmakla kalmıyor brokoliyle ilgili ilaç formundaki ekstresinde patent sahibi. O kadar ciddiye alıyorlar bu olayı.
Brokoli bir kere düzenli olarak mevsiminde sürekli tüketilmesi gereken bir sebze. Brokoliyi tüketmenin bir yöntemi var. Farkındaysanız alışageldiğiniz yöntemlerin dışında tarifler anlatıyorum ben size. Geleneksel olarak brokoli değince herkes brokoliyi haşlar. BROKOLİYİ HAŞLADIĞINIZ ZAMAN İÇİNDEKİ ETKEN MADDELERİ YOK EDİYORSUNUZ BİR KERE. HİÇ BİR ETKEN MADDE KALMIYOR SADECE BİRAZ LİF ALIYORSUNUZ BİRAZ DA KALSİYUM. Buharda pişirince etken maddelerin hepsini yok etmiyorsunuz ama yine azalıyor. Isıya maruz bırakmak brokolinin içindeki etken maddeyi ya azaltıyor ya da haşlamadaki gibi yok ediyor. Brokoli çiğ yediğiniz zaman da çok büyük oranda etken madde almıyorsunuz.
Brokoliyi nasıl tüketeceksiniz? Bakın brokoliyi içindeki etken maddenin oluşabilmesi için parçalamanız gerekiyor. Fermantasyon mayalanma için bir işleme tabi tutmanız yani bekletmek gerekiyor. Brokoliyi rondoya (mutfak robotuna) atacağız.
Ne kadar brokoli? Her gün herkes için kendi yumruğu büyüklüğünde. Brokoliyi çiçekleyeceksiniz, saplarından ayıracaksınız, rondoya atacaksınız. Rondoya attığınız brokolinin içine bir limonun kabuklarını rendeleyeceksiniz. Bir diş de sarımsak döveceksiniz ve içine atacaksınız. Rondodan çekeceksiniz, bunu istediğiniz büyüklüğe getirin, parçalayın. Parçalama işlemine maruz bırakmak içindeki etken maddenin, sülfürofanın yükselmesine sebep olur. Ondan sonra rondodan çıkarın kapağını kapatın bir kaseye koyun 20 ile 30 dakika arasında bekletin. Yani bir mayalanma fermantasyon süresi bırakıyorsunuız. 20 ile 30 dakika bekleteceğiz daha çok sülfürofan orataya çıkacak. Bir de limon suyu sıkın içine. Hem lezzetlendirdiniz. Limon suyu var, sarımsak var biraz da kaya tuzu serpin üstüne (unutmayın akar tuzlar değil kaya tuzu) lezzetli oldu. İçinde en maksimum miktarda sülfürofan gelişti.
Her gün bir kase ister iri çekin salata niyetine kaşık kaşık yiyin ister iyice inceltin su gibi olsun kafanıza dikip için. İşte size kansere karşı koruyucu brokoli kürü. Aynı zamanda kemik erimesi için de çok etkili. Çünkü bunun içinde kalsiyum var. Bütün koyu yeşil sebzelerde büyük oranda kalsiyum vardır. Bütün sebzelerde bulunan bitkisel kalsiyum hayvansal kalsiyumdan daha iyidir. Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum asidik bir kalsiyumdur. Kemik erimelerine de sebep olduğu gösterilmiştir. Ama kemik erimesinden korunmak için bitkisel kalsiyum almak gerek yani yeşil yapraklı sebzeleri bol bol tüketmeniz gerek. Süt ve peynir yeterli değil muhakkak koyu yeşil yapraklı sebze yiyeceksiniz
Brokolinin içinde selenyum da vardır müthiş. Selenyum da tiroid hastalığında nodülleri iyileştirmekte etkilidir. "
Sağlıklı Yaşıyoruz

17 Kasım 2015 Salı

Dibi Tutan Tencere Nasıl Temizlenir?

 Dibi Tutan Tencere Nasıl Temizlenir?


NEŞE GÜLMEZ·17 Kasım 2015·


Elimizde bir adet dibi tutan tencere varsa…

Üzerine 1 bardak su, 1 bardak da sirke ekliyoruz…

Ocağa koyup kaynatmaya başlıyoruz…

Kaynadıktan sonra içine 2 yemek kaşığı karbonat ekliyoruz ve köpürmesini bekliyoruz…

Suyun ve sirkenin sıcaklığı azaldıktan sonra bulaşık süngeriyle ovarak tencereyi temizliyoruz…

Eğer tencerede resimde gördüğünüz gibi minik siyah izler kalırsa…

1 kaşık karbonatla suyu macun kıvamına getirip bir kez daha bulaşık süngeriyle siliyoruz…

Tenceremiz ilk satın alındığı gün kadar temiz oluyor, muazzam.



Tuzlu Pasta

Çay Onsuz Olmaz: Tuzlu Pasta

Tuzlu Pasta Tarifi
ALP TUNCER·13 Kasım 2015·

Pastane usulü kuru pasta hep tatlı olacak diye bir kural mı var? Elbette yok, tuzluları da var onların. Çekirdeklisi, mısır unlusu, maydanozlusu, daha neler neler… Tuzlu pasta tarifi tahmin ettiğinizden daha kolay aslında. Oda sıcaklığında bekleyen malzemeler bir bir alınıyor karıştırma kabına. Evet, yağ oranı biraz fazla bu hamurun ama o da fırından çıkan tuzlu pastaların ağızda kıyır kıyır dağılmasını sağlıyor. Üzerlerine sürülen yumurta sarısı kızarıyor, kaşar peyniri kırıntıları eriyip altın sarısı bir renk alıyor.
Çay demleniyor, televizyon karşısına geçiliyor, tuzlu pastalar eşliğinde tatlı bir keyif yapılıyor.

MALZEMELER

  • 1 adet yumurta
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 çay bardağı ayçiçek yağı
  • 125 gram tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı mahlep
  • 1 paket kabartma tozu (1 tatlı kaşığı limon suyuyla köpürtülecek)
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3 su bardağı un
Üzeri için:
  • 1 adet yumurta sarısı
  • 1 yemek kaşığı ayçiçek yağı
  • 2 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri

KAÇ KİŞİLİK?

4 KİŞİLİK

HAZIRLAMA SÜRESİ

20 DAKİKA

PİŞİRME SÜRESİ

30 DAKİKA
Püf noktası:
Kullandığınız malzemelerin oda ısısında olmasına özen gösterin.
Elenmiş unu kontrollü olarak, azar azar ekleyin. Ele yapışmayan ve pürüzsüz kıvamda bir hamur elde etmelisiniz. Kullandığınız un miktarını malzemelerin yoğunluğuna göre azaltıp artırabilirsiniz.
Pişirme önerisi:
Arzuya göre tuzlu pastaların üzerine toz kırmızı biber serpebilirsiniz.

NASIL YAPILIR?

  • Yumurta, yoğurt ve ayçiçek yağını derin bir karıştırma kabına alın. Oda sıcaklığında beklettiğiniz tereyağını katıp elinizle karıştırmaya başlayın.
  • Elenmiş unun yarısını ekleyip taze sıkılmış limon suyuyla köpürttüğünüz kabartma tozunu katın. Mahlep, toz şeker ve tuzu ekleyin.
  • Tüm malzemelerini kattığınız yağlı hamuru pürüzsüz bir kıvam alması için yoğurmaya başlayın. Kalan unu azar azar ekleyip yoğurma işlemini sürdürün.
  • Kıvam alıp toparlanan hamurdan küçük parçalar kopartın. Avuç içinizde yuvarlayıp arzuya göre farklı kalıplarla şekil verin. Son halini alan tuzlu pastaları yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.
  • Yumurta sarısını ayçiçek yağıyla karıştırın. Bir fırça yardımıyla tuzlu pastaların üzerine sürüp rendelenmiş kaşar peyniriyle süsleyin.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, üzerleri kızarıp renk alana kadar pişirin. Oda sıcaklığında dinlendirdikten sonra sevdiklerinizle paylaşın.

16 Kasım 2015 Pazartesi

YOĞURTTA KOZALAK MAYASI

KOZALAK İLE YOĞURT MAYALAMA

ÇAM KOZALAĞI İLE YOĞURT MAYALAMA
MALZEME:
  • 2 lt süt
  • 2 tane orta boy yeşil çam kozalağı (kopardıktan sonra  sirkeli suda bekletip iyice yıkanmalı)
  • YAPILIŞI
  • Doğal  köy sütü alıp süzdüm ve  kaynattım.Ilınmaya  bıraktım   ,mayalamaya  uygun  ısıya  geldiğinde   çam  ağacından kopardığım çam  kozalağını  sirkeli  suda  bekletip  yıkadım , çalkaladım ,kurulayıp  yoğurt  mayalayacağım    ılık  sütün için  bırakıp   sarıp  sarmaladım  mayalanmaya bıraktım.5-6 saat  gibi bir  zamanda  mayalandıktan  sonra   4-5  saat  kozalak  içinde  dolapta  bekletip   sonrasında  içinden kozalağı  çıkarttım   ve  mis  gibi  çam  aromalı kokulu  yoğurdum  hazırdı  ..Bence  bu yoğurttan  yapılan  ayranın  bol  köpüklü hafif  rayihalı  olması    yoğurda   göre  daha  çok  tercih  edilme   sebebi  oldu..Merakınızı  giderme  açısından  bir kere  denemenizi  tavsiye  ederim.
  • Bu arada  mayalanmış  yoğurttan  çıkardığınız  yeşil  çam  kozalağını  kavanozda süzülmüş yoğurt  suyu içinde  koruyup  bir kaç  gün  muhafaza  edip  birkaç  kez  kullanabilirsiniz..

15 Kasım 2015 Pazar

Buğday çimi

KANSER HASTALIK DEĞİL
KANSER O KADAR YAYGINLAŞTI Kİ ARTIK GENÇ YAŞLI DEMEDEN HERKESİ
YAKALIYOR. BU PAYLAŞIMI LÜTFEN SAYFAMDAKİ HERKES PAYLASSIN. BELKİ BİR YARDIMIMIZ OLUR. SONUÇTA, BİR ZARARI YOK, DENEMEKTE FAYDA VAR…
Bu yazılar çok müthiş, birçok "gizli dünya yönetenlerini" rahatsız ediyor… O kadar ki, örneğin "World Without Cancer", yani "Kansersiz Dünya" isimli kitap, halen (Türkçe dahil) birçok dile çevrilmedi!..
Yani şunu bilin ki, KANSER diye bir hastalık yok!.. Kanser, sadece vitamin B17 eksikliği!...
Başka bir şey değil!..
Kemoterapi, ameliyat veya değişik ağır haplar almanıza gerek yok!..
Düşünün bir zamanlar denizciler, çok sayıda niçin öldüler?
İSKORBÜT denilen hastalığa yakalanıyorlardı...
Çok sayıda insan öldü...
ve bazıları da bundan çok büyük PARA ve gelir elde etti!..
Sonra ne buldular?..
Meğer İskorbüt sadece vitamin C eksikliği imiş!..
Yani hastalık bile değil!...
KANSER de öyle!...
KANSER SANAYİSİ var artık!..
KANSER den milyar milyar milyar kere milyar PARA kazananlar var!...
Bu konu çok uzun. Çok derin!..
KANSER SANAYİSİNIN kökü, ta ikinci dünya savaşına kadar dayanıyor!...
Ne dolaplar dönüyor...
SİZ İNANMAYIN!...
Her gün sadece 15-20 kayısı çekirdeği yemeniz yeterli!..
Kanser olmuşsanız, önce KANSERIN ne olduğunu ANLAMAYA çalısın!..
KORKMAYIN!...
Sakin KEMOTERAPİ filan yaptırmayın!...
ARAŞTIRIN önce!...
Biz bu siteyi bazı "sözde doktorların sayfasına gönderdik, facebook’ ta, 5 dakika bile geçmeden "yorumsuz" olarak sildiler!...
SİZ bu kitabın TÜRKÇEYE ÇEVRİLMESİ için DUA edin!...
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ bir eser bu!..
Tekrar edelim:
Günümüzde İskorbüt den ölen var mi artık?...
YOK!...
Çaresi biliniyor...
Peki KANSER?...
SANAYİ haline gelmiş!...
Ancak, çaresi çoktan bulundu:
VİTAMİN B 17 eksikliği!...
Hepsi bu!...
Buğday çimi ekin... Buğday şırası için.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya`da içtikleri Buğday şırası geliyor. Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi. Pakistan`daki Hunzakut Prensliğinde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar.
Türkiye`de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.
Ödemiş`le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ`ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor. Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.
Buğday müthiş bir kanser ilacıdır. Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır. Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir. Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan `laetril` içermektedir.
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale
getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
- Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise buğday şırası üretmeleri...
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.
İsterseniz tarif edelim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur. Üzerine 3 bardak su -klorlu olmamak şartıyla- ilave edilir.
Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.
Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.
Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın
ise günde 3 kez şıra alınır. Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir. O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz `laetril` buğday çiminden başka nelerde bulunur? Çünkü anlaşılıyor ki, `laetril` kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri... Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye`de en kolay laetril`e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika`daki ilaç sanayinin maşaları bu `laetril` adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika`da satılan `laetril` bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD`ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır. `Kanserin Ölümü` adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
- Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye`de acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan`a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut`ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut`un özelliği temel besinleri kayısı ve kayısı çekirdeği...
- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık
sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman Doktor Issel`in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.

11 Kasım 2015 Çarşamba

UMUTLANDIM....HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM...HÜZÜNLENDİM

UMUTLANDIM....HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM...HÜZÜNLENDİM
10 Kasım 2015 ata'mızın huzuruna gitmek üzere Ankara'da idik...yorucu bir yolculuk oldu üstelik otobüsümüz anıtkabire bir hayli uzak bir yerde bıraktı ve Melih Gökçek'in çalışmalarını ! sergileyen kırık dökük kaldırımlardan yürüyerek devam ettik yolumuza.Yol boyunca apartmanlarda bir kaç bayrak görebildik çok üzüldük...
Yolda (9-05 te saygı duruşuna geçebildik zira ;sivilleri 10-30 da aldılar ...müthiş bir kalabalık vardı ve kalabalığın çoğunluğunu gençler oluşturuyordu .
VATANIMIZ GELECEĞİMİZ,CUMHURİYETİMİZ adına umudum oldu...sloganları ''GENÇLİK BÜYÜYOR ATASINA YÜRÜYOR ''idi gururlandım
Ne yaparlarsa yapsınlar başarılı olamayacaklar GENÇLİK DİMDİK AYAKTA
Ancak;büyük bir hayalkırıklığım oldu..hiç bir organizasyon yoktu ...kapıdan girerken büyük bir izdihamla girildi hiç bir kontrol olmaksızın (çıkarken giriş için turnike kurulmuştu polisler tek tek arama yapıyorlardı )....neyseki kötü bir durum olmadı.... mozole salonuna giden merdivenlerin ortasına yaklaşırken subay uyarıyor diğer taraftan gideceksiniz diye büyük bir izdiham içinde rota değiştirmeye çalışan insan grubu....ÇİLE.
Bir kaç kez Ata'mın huzuruna gittiğimde duygu yoğunluğundan ağlayarak çıkmıştım bu kez hüzünlenerek ayrıldım...itiş kakış,,hiç bir önlem yok...neredeyse insanlar mozoleye çıkıp fotoğraf çekecekler ,öylesine bir karmaşa...yani ASKERİMİZin desteği çekilmiş ATA'mızdan frown ifade simgesi

Nöbet tutan askerlerimiz çakı gibiler...görevli subaylar da son derece kibar ve saygılı idiler

Üç Malzemeli Un Kurabiyesi

Üç Malzemeli Un Kurabiyesi

Üç Malzemeli Un Kurabiyesi Tarifi
ALP TUNCER·14 Eylül 2015·

Günün en tatlı saatleri akşam üzeri olmuş, belki de tatlısıyla tuzlusuyla uzun uzadıya keyfi çıkacak bir kahvaltı sofrası hazırlıyorsunuz. Ya da akşam yemeği sonrası çay keyfinizi taçlandıracak tatlı bir hamur işi aradığınız. Öyleyse sadece 10 dakikada hazırlanan üç malzemeli un kurabiyesi tarifine alalım sizi. Bu kurabiyeler bir şahane.
Tereyağı, pudra şekeri ve un ilavesiyle hazırlanan bu tatlı kurabiyeler, kaşıkla şekil alıp önceden ısıtılmış 170 derece fırında 15-20 dakika gibi kısa bir sürede pişiyor.
Demleyin çayı, kurulun en sevdiğiniz koltuğa. Kurabiyeleriniz olmak üzere, afiyet olsun.

MALZEMELER

  • 250 gram tereyağı
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 3,5 su bardağı un

KAÇ ADET?

26 ADET

HAZIRLAMA SÜRESİ

10 DAKİKA

PİŞİRME SÜRESİ

20 DAKİKA
Püf noktası:
Oda sıcaklığında tereyağı kullanmaya özen gösterin.
Kurabiye hamuru toparlanıp ele yapışmayacak bir kıvam alana kadar azar azar un eklemeyi sürdürün.
Pişirme önerisi:
Çırpılmış yumurta akına batırdığınız kurabiyelerin üzerini ceviz kırıklarına bulayıp tepsiye dizebilir, bu şekilde cevizli kurabiyeler de hazırlayabilirsiniz.
Servis önerisi:
Kurabiyelerin üzerine arzuya göre pudra şekeri eleyebilirsiniz.

NASIL YAPILIR?

  • Oda sıcaklığında beklettiğiniz tereyağını geniş bir karıştırma kabına alın.
  • Pudra şekerini katıp tereyağıyla birlikte krema kıvamını alana kadar karıştırın.
  • Elenmiş unu azar azar katıp kurabiye hamurunu toparlanana kadar yoğurun.
  • Arzuya göre dondurma kaşığı ile top şeklini verdiğiniz kurabiye hamurlarını, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine aralıklı olarak yerleştirin.
  • Önceden ısıtılmış 170 derece fırında, üzerleri hafif bir renk alana kadar 15-20 dakika pişirin. Ilık olarak sevdiklerinizle paylaşın.

9 Kasım 2015 Pazartesi

Sıcaklığı Duyulan Kokusu Yayılan Poğaçalar İçin Puf Gibi Kabarmış 7 Öneri

Sıcaklığı Duyulan Kokusu Yayılan Poğaçalar İçin Puf Gibi Kabarmış 7 Öneri

Mayalı Poğaça Tarifi
ALP TUNCER·06 Kasım 2015·

Yanı başınızda durmaksızın çalan bir alarm var. Tatsız tatsız geliyor sesi, kulaklarınızda yankılanıyor. Bir hışım kalkacak yataktan da sanki her gün yeniden bozulmuyormuş gibi toplayacaksınız o yatağı. Bir göz kapalı, bir göz yarım açık halde tüy gibi tepede dikilen o saçlar düzeltilecek, yatağın sıcaklığı bu arada hala üzerinizde. Birazdan bir ürperti de gelecek. Üst baş akşamdan seçilmediyse savaş yerine dönen dolaptan günün tahlilileri belirlenir, yaka paça geçirilir üzerinize. Alarm çalmadan iki dakika önce kalkmayı başardıysanız yataktan belki kahveden bir yudum alınır. Ardından dişler fırçalanır, iki fıs parfüm, aynayla bir göz teması. İç sesiniz “Sanki oldu gibi ne dersin?” bile diyemeden bir hışımla çıkılır evden.
Peki ya kahvaltı? Kahvaltı bir hayaldi, bir yaz sabahı, hafta başında yine yeniden tozlu raflara saklanan bir pazar sürprizi…
Zamana karşı yarışan ve “gün yine kelek attı” diyen bazılarımızın sabahını anlatan cümlecikler okudunuz. Bu tabloda kahvaltıyı es geçtiğiniz gözümüzden kaçmadı, köşedeki pastaneyi de zengin etmemek için (tamamen duygusal) her gün olmasa bile kokusu komşuları uyandıracak poğaçalar yapın istedik. İş yerinize götürüp arkadaşlarınızı da sevindirirsiniz diye düşündük, fena mı ettik?
Çözdürün yaş mayayı, olmadı çıkartın dolaptan instant mayayı, eleyin unu, kırın yumurtaları… Poğaça yapıyoruz beyler, bayanlar.

Poğaça yapımında kullandığınız tüm malzemeler taze ve oda sıcaklığında olmalı

Tehdit olarak algılamayın bunu. Ne yazdıysam iyilikten. Yaş mayanın içinde salınıp salınacağı süt ve suyun (hatta ısınacak onlar biraz), yoğurdun, yumurtanın ve tereyağının, oda sıcaklığında önceden sıraya girmesi gerekir.
Son kullanma tarihlerine bakılır, elenecek olan un ve kabartma tozunun (tarifte yer alıyorsa kullanılacak) tazeliği ayrıca kontrol edilir.
Kahvaltıya gelmiş pamuk poğaça, hay hay.

Hamur büyüklüğünün iki katına ulaşan poğaçalar nasıl kabarır?

Poğaça yapımında genellikle üç çeşit maya kullanılır. Kabartma tozu ya da karbonat demiyoruz bakın. Kaldı ki onların da yer aldığı tarifler vardır fakat gelin biz bu mayaları yakından tanıyalım.
Mini minnak taneli olan ısı ve ışık geçirmeyen paketlerde satılan kuru maya, genellikle ılık su içerisinde eritilip az miktarda toz şeker ilavesiyle karıştırılır. Mayanın aktive olması için oda sıcaklığında 10 dakika kadar bekletilir. Diğer malzemelerin yanına uğurlanır.
Küp şeklinde satılan ve derin dondurucuda muhafaza edilen yaş maya. Tazeliği hafif ıslak kıvamından belli olsa da ezildiğinde dağılıyorsa eğer tazeliği tescillenmiş olur. Ilık su ya da süt içerisinde eritilip kabardıktan sonra hop karıştırma kabına, doğru un havuzuna.
Mayaların en akıllısı, en programlısı, en zamane çocuğu instant maya. Yapı olarak kuru mayayı andıran instant mayanın ılık süt ya da ılık suya ihtiyacı yoktur. Diğer malzemelerle aynı anda eklenebilir, yoğurma esnasında hünerlerini gösterir.
Mayalanmak en çok ona yakışır: Sakallı poğaça.

Poğaça hamuru yapımında mayalandırmayı hızlandırmak için…

Büyük ödüllü sorular gibi oldu. İyisi mi siz cümleyi tamamlamaya çalışmadan biz devamını getirelim. Az miktarda eklenen toz şeker. Aynı zamanda hamura lezzet de katar. Fakat mayalandırma işlemi için toz şekerin de katıldığı süt ve suyun ılık olması (kaynar ya da sıcak değil) gerektiğinin altını bir kez daha çizelim.
Ooo buraya da bir rulo poğaça çizelim.

Poğaça nasıl yapılır: Mayanın aktive olacağı karışım hazırsa eğer un ve diğer kuru malzemeler elenir

Hazırlıklar devam ediyor elbette, öyle iki aşamada poğaça yapacak değiliz.
Varan 1: Sıvı malzemelerin sırayla karıştırma kabına alınıp homojen bir kıvam alana kadar karıştırıldığı, sonrasında azar azar un ve unun üzerine gelecek şekilde tuz eklenen poğaça hamurları vardır.
Varan 2: Elenen un ve üzerine atılacak tuzun ortasının havuz gibi açıldığı, sıvı malzemelerin bu boşluğa sırasıyla eklenip unun kenardan içeriye doğru alınmasıyla yoğrulan poğaça hamurları da vardır.
Ona adını veren taze ot, bakladan poğaçaya kadar her tarife yakışır: Dereotlu poğaça.

Mutfak acemisini bir üst seviyeye taşıyacak gümüş soru: Poğaça hamurunun kıvamı nasıl olmalıdır?

Tüm malzemeler eklendikten sonra yoğrulmaya başlanan hamurun hafif ele yapışması gerekir. Yoğurma esnasında bu yapışma hissinden eser kalmaz. Sinir ve stresini atan poğaça hamuru, yumuşacık ve ele yapışmayan bir kıvam alır.
İyi yoğrulmuş bir hamur, esner ve şekil almaya müsaittir. İyi yoğrulmamış bir hamur ise elinizle çektiğinizde çabucacık kopar.
Yine küçük bir tüyo: Yoğrulan hamurun üzerine parmağınızı batırdığınızda çukur oluşuyor ve yine eski şeklini alıyorsa hamur “beni şekillendir” demek istiyordur.
Sıkıca sarıp sarmalandığında bayatlamayan poğaça yapmışlar. Tadına bakmak lazım.

Gün sonunda bir çeyreği de getirecek altın soru: Poğaça hamuru ne kadar sürede mayalanır?

Poğaça olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen hamurun en sevdiği sorudur kendisi. Hamur malzemelerini eklediniz, bir güzel yoğurdunuz. Buraya kadar her şey tamam. Peki ya şimdi?
Hamurun üzerine hafif nemli ve pamuklu temiz bir bez örtün ya da hamur kabının üzerini streç filmle sarın. Böylelikle hava almasını önleyin. Oda sıcaklığında 45-60 dakika arasında dinlendirin. Zamanınız ne kadar dar olursa olsun kalıcı bir sonuç almak için bu süreyi 30 dakikanın altına çekmeyin ki hamur en az iki katı büyüklüğünde kabarsın. Büyüdükçe büyüsün.
Eğer vaktiniz yoksa, eviniz ya da mutfağınız soğuksa ona da var bir çözümümüz. Fırını 60 derecede ısıtıp hamur kabını fırına alın. Başından ayrılmayın pek, kısa sürede mayalansın. Siz mutlu olun, o mutlu olsun.
Ve bu aşamanın en önemlisi: Mayalanıp kabaran hamuru, şekil vermeden önce bir kez daha yoğurun.
Bu sabah güne onunla başlayalım: Kıymalı poğaça.

Poğaça hangi ısıda ve ne kadar sürede pişirilir?

Mayalanan hamurdan arzu ettiğiniz büyüklükte hamurlar kopartın. Eğer bir iç malzemenin olduğu poğaçalar hazırlamak istiyorsanız onu  önceden hazırlayıp hamuru yumuşatmaması için soğutun. Hamuru elinizde hafifçe açıp orta kısmına iç harç yerleştirin. Avuç içinizde yuvarlayarak şekil verin, kapatın. Kabarma paylarını da hesaba katarak yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.
Nar gibi kızarmış poğaçalar için; yumurta sarısını, az miktarda sıvı yağ ve tuzla (tuz çok çok az) çırpıp bir fırça yardımıyla sürün. Arzuya göre çatal yardımıyla şekil verin. Tepsi mayası dediğimiz son işlem için oda ısısında 10-15 dakika daha bekletin poğaçaları. Hatta bu işlemi 60-70 derece gibi düşük ısıda, önceden ısıtılmış fırında gerçekleştirin.
Son mayalanma işlemi de gerçekleşen poğaçaları tarif ve fırın tipini de göz önüne alıp önceden ısıtılmış, ortalama 170-180 derece fırında 15-20 dakika kadar pişirin. Kızarma ve kabarma paylarını göz önüne alıp gerekirse sürdürün pişirme işlemini.
Köşedeki pastane de onu yapıyor: Pastane poğaçası.
Kokusu fırından yükselip ilk sıcaklığını atmak için dinlenirken poğaçalar, vaktiniz varsa kahvaltı masasını kurun siz. Ya da yazının başında bahsettiğimiz profile sahipseniz doldurun poğaçaları geniş bir kaba ve tutun ofisin yolunu. Sonrası afiyet, sonrası mutluluk ;)