31 Ekim 2015 Cumartesi

BROKOLİ

Sağlıklı Yaşıyoruz
28 dk.
ACABA KAÇ KİŞİ BROKOLİYİ SAĞLIKLI OLARAK HAZIRLAMAYI BİLİYOR?
Dr. Ümit Aktaş brokolinin sağlıklı olabilmesi için nasıl hazırlanması gerektiğini 28.10.2015 Çarşamba günü Beyaz TV 'de anlattığında, o ana kadar bizim evde "sağlıklı" brokoli yapılmadığını ben sevinerek eşim Nurçin de üzülerek öğrenmiş oldu. Çünkü ben eşimin ısrarlarına rağmen pek brokoli yemezdim. Demek ki benim o zamana kadar brokoliyi yememe nedenim, bizim evde brokolinin yanlış hazırlanmasıymış. 😊 diyerek pek çok evde yapılan bu yanlışlığı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Eşimle birlikte görüntüleri yazıya döktük.
BROKOLİNİN YARARLI OLABİLMESİ İÇİN NASIL HAZIRLANMASI GEREKİYOR?
Şimdi Dr. Ümit Aktaş'tan dinleyelim.
"Brokoli hem bağırsak sistemi hem de bağışıklık sistemini düzenlemekte çok etkili bir sebze. Brokoli dünyadaki anti kanser besinlerin başında gelir. Anti kanser etkisi açısından ilk ondadır. Kansere karşı hem koruyucudur hem de tedavi edici özelliği vardır. Neden ilaç etkisindedir size onu anlatacağım. Bir kere brokoli kış sebzesidir. Karnabahar, lahana ile akrabadır. İçinde sülfürofan adını verdiğimiz bir madde vardır. Sülfürofan maddesi dünyanın en önemli kanser savaşçılarından bir tanesidir. Kansere karşı ilaçtır. Hem kanserden korunmak için hem de biz kanser tedavisinde brokoli kullanıyoruz. Ama kanser tedavisi deyince aklınıza yanlış bir şey gelmesin. Tedavide biz hiçbir zaman böyle sebze formunda kullanmıyoruz. Beslenme ayrı bir şey. Beslenmeyi düzenleyeceğiz ama beslenmenin haricinde biz brokolinin üretilmiş haplarını kullanıyoruz kanser tedavisinde. Dünyada brokolinin anti kanser etkisiyle ilgili pek çok yayın var. Yüzlerce yayın var bunlarla ilgili. En çok yayın çıkaran ülke Amerika ve Amerika’da en çok yayın yapılan yer Johns Hopkins Hastanesi. Johns Hopkins Hastanesi brokoliyle ilgili yayın çıkarmakla kalmıyor brokoliyle ilgili ilaç formundaki ekstresinde patent sahibi. O kadar ciddiye alıyorlar bu olayı.
Brokoli bir kere düzenli olarak mevsiminde sürekli tüketilmesi gereken bir sebze. Brokoliyi tüketmenin bir yöntemi var. Farkındaysanız alışageldiğiniz yöntemlerin dışında tarifler anlatıyorum ben size. Geleneksel olarak brokoli değince herkes brokoliyi haşlar. BROKOLİYİ HAŞLADIĞINIZ ZAMAN İÇİNDEKİ ETKEN MADDELERİ YOK EDİYORSUNUZ BİR KERE. HİÇ BİR ETKEN MADDE KALMIYOR SADECE BİRAZ LİF ALIYORSUNUZ BİRAZ DA KALSİYUM. Buharda pişirince etken maddelerin hepsini yok etmiyorsunuz ama yine azalıyor. Isıya maruz bırakmak brokolinin içindeki etken maddeyi ya azaltıyor ya da haşlamadaki gibi yok ediyor. Brokoli çiğ yediğiniz zaman da çok büyük oranda etken madde almıyorsunuz.
Brokoliyi nasıl tüketeceksiniz? Bakın brokoliyi içindeki etken maddenin oluşabilmesi için parçalamanız gerekiyor. Fermantasyon mayalanma için bir işleme tabi tutmanız yani bekletmek gerekiyor. Brokoliyi rondoya (mutfak robotuna) atacağız.
Ne kadar brokoli? Her gün herkes için kendi yumruğu büyüklüğünde. Brokoliyi çiçekleyeceksiniz, saplarından ayıracaksınız, rondoya atacaksınız. Rondoya attığınız brokolinin içine bir limonun kabuklarını rendeleyeceksiniz. Bir diş de sarımsak döveceksiniz ve içine atacaksınız. Rondodan çekeceksiniz, bunu istediğiniz büyüklüğe getirin, parçalayın. Parçalama işlemine maruz bırakmak içindeki etken maddenin, sülfürofanın yükselmesine sebep olur. Ondan sonra rondodan çıkarın kapağını kapatın bir kaseye koyun 20 ile 30 dakika arasında bekletin. Yani bir mayalanma fermantasyon süresi bırakıyorsunuız. 20 ile 30 dakika bekleteceğiz daha çok sülfürofan orataya çıkacak. Bir de limon suyu sıkın içine. Hem lezzetlendirdiniz. Limon suyu var, sarımsak var biraz da kaya tuzu serpin üstüne (unutmayın akar tuzlar değil kaya tuzu) lezzetli oldu. İçinde en maksimum miktarda sülfürofan gelişti.
Her gün bir kase ister iri çekin salata niyetine kaşık kaşık yiyin ister iyice inceltin su gibi olsun kafanıza dikip için. İşte size kansere karşı koruyucu brokoli kürü. Aynı zamanda kemik erimesi için de çok etkili. Çünkü bunun içinde kalsiyum var. Bütün koyu yeşil sebzelerde büyük oranda kalsiyum vardır. Bütün sebzelerde bulunan bitkisel kalsiyum hayvansal kalsiyumdan daha iyidir. Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum asidik bir kalsiyumdur. Kemik erimelerine de sebep olduğu gösterilmiştir. Ama kemik erimesinden korunmak için bitkisel kalsiyum almak gerek yani yeşil yapraklı sebzeleri bol bol tüketmeniz gerek. Süt ve peynir yeterli değil muhakkak koyu yeşil yapraklı sebze yiyeceksiniz
Brokolinin içinde selenyum da vardır müthiş. Selenyum da tiroid hastalığında nodülleri iyileştirmekte etkilidir. "

24 Ekim 2015 Cumartesi

SOĞAN MUCİZESİ

Bilinmedik Bilgiler
3 TemmuzDüzenlendi
Soğanın Mucizevi Etkisi
Çoğu insanın kokusundan dahi rahatsız olduğumuz soğanı yatmadan önce ayak altınıza koyarsanız, bakın vücudunuzda neler değişiyor?
Soğanın antibiyotik etkisi eski çağlardan beri bilinir. Ama hepimiz kokusundan rahatsız olduğumuz için çok fazla tüketemeyiz.
Oysa soğan kanı arındırır, kan dolaşımını hızlandırıcı, toksinleri atıcı, dezenfektan, hızlı yara iyilştirici, mukus sıvılaştırıcı, soğuk algınlığı ve gribe iyi geldiğini biliyoruz fakat bu rahatsızlıkların giderilmesi için soğanı sadece yememiz gerekmiyor.
Yatarken ayak altına soğan koyun
Soğan dilimlerini bir tabağa yerleştirerek yatak başınıza koyduğunuzda sabaha kadar solunum yollarınızın açıldığını göreceksiniz. Tabi bu etkiyi artırmak için kapıyı kapatmayı da unutmayın.
Soğanı lapa olarak uygulayarak göğsünüze sürerseniz balgam attırıcı ve kabızlığınıza iyi geldiğini göreceksiniz.
Ağrı Kesiyor
Ayak sinir uçlarımızda 7 bin tane sinir ucu olduğundan soğan dilimlerini romatizmal ağrıların olduğu yere yada ayağınızın içine yerleştirip bir streç yada çorapla sarıp uyuduğunuzda hem vücudunuzun dinlendiğini hemde ağrılarınızın geçtiğini göreceksiniz.
********************************************************************************
Ayrıca Soğan kürü yapanların tavsiyeleri
1-Tansiyonunuz çıktıgında ,ayaklarınızın altına soğan rendesi
2-Basit ayak burkmaları için;'' Zeytini çekirdeğiyle ezin,rendelenmiş soğan ile karıştırıp ayağına sürün, iyice bağlayın, eğer sadece burkulma ise kesinlikle geçirecektir, kocakarı ilacı diyenler çıkabilir, ama denenmiş ve kesin etkili bir yöntem
(Soğan doku yenilemeye etkilidir ve ödem birikmesini engeller, zeytin ise besleyicidir, çekirdeği ise antiseptiktir.aynı şekilde balda kesinlikle bakteri üretmez ve antiseptiktir. Bu ürünler hala bu amaç ile kırsal alanlarda kullanılır ve tedavi imkanı sağlar)
3-Çıban ve sivilcenin üstüne ısıtılmış soğan katmanı koyup sarın.Bir gün içinde bütün iltihapı toplar ve patlatır.
4-İkiye bölünmüş sarı soğanı kabuğu ile kaynatıp sabahları aç karnına bir ay boyunca içilmesi bayanlarda kis'leri yok eder.
5-Bol bol kırmızı soğanın yenmesi hebatit B den kurtulmaya yetiyor.
6-Haşlanmış soğan suyu kürü ile 3 ayda 10 kğ zayıflıyabilirsiniz.
7-Soğan suyunu tıkalı burun deliklerine 1-2 damla uygulayın.Ağır griplerde iksir gibi,burnu açtığı gibi baş ağrısınıda gideriyor.
8-Eklem erimeleri sonucu şişlikler ve agrılar olur.Soğanı ısıtıp ısıtıp agrıyan yerlerinize sarın.İltihapı kurutur.
9-Kulak ağrılarında 1 damla soğan suyu 2dk içinde ağrıyı keser.(Dr İbrahim Saraçoglu)
10-Ayak tırnağı batmalarında,soğanın göbegini parmagınıza geçirip gazlı bez ile sarın.Sabah bütün iltihabı topluyacaktır.

BIYIKLARINIZDAN KÖKTEN KURTULMAK İÇİN 2 MUCİZEVİ KARIŞIM

Zerdeçal ve süt kürü
1 çorba kaşığı süt ile 1 çorba kaşığı zerdeçalı karıştırın
Bu karışımı parmağınızın ucuyla yavaşça    tüylü bölgenize uygulayın ve biraz ovalayın
En az 30 dakika kuruyana kadar bekleyin
Soğuk suyla yıkayın
NOT: Bu işlemi 4 hafta boyunca her gün uygulayın. 4 hafta sonunda tüylerinizin çıkmadığını göreceksiniz.

SOĞAN KÜRÜ VE YARARLARI

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'nun soğan kürü tarifi

Hastalıklara ve özellikle kilo vermek isteyenlere hem sağlıklı hem de masrafsız bir çözüm olan soğan kürü, çoğu kişinin tercihi oldu.

Soğan kürü, miyom, polikistik over, iyi huylu prostat büyümesi, kıl dönmesi, hamile kalma, menopoz gibi rahatsızlıklarda tedavi amacıyla kullanılan bitkisel bir kürdür. Soğan evlerimizde yemeklerimizde kullandığımız sebze olmanın dışında, içeriğinde bulunan B, A ve C vitamini, iyot, silis, fosfor, kükürt gibi maddeler, antibiyotik görevi yapan içerikler ve hazmı kolaylaştıran fermentlere sahip olan şifalı bir sebzedir. Soğan tüketiminin fazla olduğu ülkelerde, kanser hastalığının daha az görüldüğü tespit edilmiştir. Evlerinizde taze olarak hazırlayabileceğiniz kür, 15 gün boyunca düzenli olarak kullanıldığında hastalığınıza çare olabilir. 

SOĞAN KÜRÜ NASIL HAZIRLANIR?

Kürümüzü hazırlamak için ihtiyacımız olan malzemeler bir adet açık kahverengi kabuklu kuru soğan ve iki bardak klorsuz sudur. Soğanı kabukları kırmızı, mor ya da beyaz kabuklu olandan seçmemelisiniz. Bunlar yapılacak kürde etkili olmamaktadır. Sizin kullanacağınız yemeklerde kullanılan kuru soğandır. Soğanı kök ve kabuğuyla birlikte kullanacağımızdan, yıkayıp sirkeli suyun içinde bir süre bekletmelisiniz. Bu şekilde dezenfekte olmasını sağlarsınız. Suyu bir tencerenin içine koyarak, ocağın üzerinde kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra kuru soğanı dört parçaya bölerek içine atın. Bu şekilde yaklaşık olarak beş dakika kadar kaynatmanız, kürü hazır hale getirecektir. Kullanıma hazır olması için biraz ılınmasını beklemelisiniz.

SOĞAN KÜRÜNÜN FAYDALARI NELERDİR?

•Kadınlarda meydana gelen çikolata kisti (endometriosis) ve miyom oluşumlarına karşı tedavi edicidir.
•Polikistik over sendromu tedavisinde faydalıdır.
•Kadınların yaşadığı adet düzensizliğini ortadan kaldırmaya oldukça etkilidir.
•Menopoz şikayetlerini azaltmak için içilmelidir.
•Vajinal akıntılarda kullanılmalıdır.
•Kıl dönmelerinde fayda sağlayacaktır.
•Hamile kalmak isteyenlerin, sorunlarına çare olacaktır.
•Ciltte çıkan iltihaplı sivilce ve aknelerde tedavi edicidir.
•İçeriğindeki sulfosid nedeniyle antibiyotik özelliğine sahiptir.
•Dolaşım sistemini düzenler.
•Bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri bulunmaktadır.
•Vücutta meydana gelen yağlanmayı azaltacağından, zayıflamaya yardımcı olur.
•Stres giderici ve balgam söktürücü etkileri vardır.
•Prostatta oluşan iltihapları azaltıcı etkileri nedeniyle, ağrıların azalmasına yardımcıdır.
•Çiğ soğan tüketimi, yemek sonrasında kandaki total gliserit oranını düşürür.
•Sinüzit rahatsızlığının ilerlemesini önler.

SOĞAN KÜRÜ NASIL UYGULANIR?

•Soğan suyu ile hazırlanmış olan kür, sağlık sorunlarına fayda sağlaması açısından en az altı ayda bir defa 15 gün süreyle uygulanmalıdır. Bu süreyi aşmamaya dikkat edilmelidir.
•Hazırlanmış olan kürü ılık olarak tüketmelisiniz.
•Öğle ve akşam yemeklerinden on dakika önce bir bardak içmelisiniz.
•Daima içeceğiniz kür taze olarak hazırlanmalıdır.
•Kürü hazırlamak için mutlaka açık kahverengi kabuklu beyaz soğan kullanılmalıdır.
•Kullanılacak soğanların dış kabuğu kuru ve taze olması gerekir. Çimlenmiş ve köklenmiş olanlar bayattır.

SOĞANIN İÇERİĞİNDE NE VAR?

•Protein 1,5 gram
•Karbonhidrat 9 gram
•Yağ 0,1 gram
•Lif 0,6 gram
•Fosfor 56 mgr
•Kalsiyum 27 mgr
•Demir 0,5 mgr
•Sodyum 10 mgr
•Potasyum 157 mgr
•Magnezyum 12 mgr
•A vitamini 40 IU
•B1 vitamini 0,03 mgr
•B2 vitamini 0,04 mgr
•B3 vitamini 0,2 mgr
•B6 vitamini 0,1 mgr
•C vitamini 10 mgr
•E vitamini 0,3 mgr
•Folik asit 10 mcgr

Yukarıdaki değerler 100 gr soğanın içeriğidir. Ayrıca 100 gram soğanda sadece 38 kalori bulunmaktadır. Kolesterol değerleri de sıfırdır.

PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU'NUN SOĞAN KÜRÜ TARİFİ

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, kadınların polikistik over kanseri, erkeklerinden iyi huylu prostat büyümesi sorunu için yılda iki defa 2 haftalık soğan suyu kürünü muhakkak düzenli olarak denemelerini önerdi. Soğan suyu kürünün faydalarına değinen Saraçoğlu, tıbbın polikistik over sendromuna bir çare bulamadığını, ancak soğan suyu kürünün bu soruna en iyi çare olduğunu da dile getirdi.

Soğan suyu kürü, polikistik over sendromunun yanı sıra kadınlarda çikolata kisti (endometriosis), myom, adet düzensizliği sorunlarının da bire bir yararlı olmaktadır. Aynı zamanda menopoz şikayetlerini de azaltan soğan suyu kürü, vajinal akıntıyı da durdurmakta olup kadınların sıklıkla yaşadığı bu ciddi sorunların en mükemmel çözümüdür.

Soğan suyu kürünün yararları arasında kıl dönmesi sorununa da çözüm olması yer alır. Kıl dönmesi sorunu ile baş başa olanlar 1 adet orta boy soğanı fırında veya tavada ısıtmalı ve dayanabileceği sıcaklığa gelene kadar soğumaya bırakıp ardından sorunlu bölgede 25 dakika bekletilmelidir. Ardından sorunlu bölge gül suyu ile temizlenmelidir. Bu kür haftada 4 defa uygulanmalıdır.

Hamile kalmak isteyenler de soğan suyu kürünü korkmadan deneyebilirler. Adet döneminde uygulanmasının hiçbir sakıncası olmayan soğan kürü, gebe kalmak isteyenler tarafından adet bitiminden sonra 7 gün içinde başlamalıdır. Kür uygulandıktan sonra 2. adetinizi görmeden 10 gün önce tekrar 5 gün veya 7 gün bu soğan suyu kürünü uygulamalı ve soğan suyu kürü bitiminde incir kürüne başlamalısınız.

İbrahim Saraçoğlu soğan suyu kürünün faydalarından yararlanmak isteyenlere bu kürü 15 günden fazla kullanmamalarını önermektedir. Aynı zaman soğan suyu kürü için muhakkak beyaz soğan kullanılmalı, kesinlikle mor ya da kırmızı soğan tercih edilmemelidir. Soğan suyu kürünün hazırlanışı ise şöyledir: 1 orta boy beyaz soğan dörde bölünür. Daha önceden kaynatılmış 2 su bardağı klorsuz suya bölünen soğanlar eklenir. Ocakta 5 dakika kaynatıldıktan sonra içine herhangi bir şey eklenmeden öğlen ve akşam yemeklerinden önce bir bardak 15 gün boyunca içilmelidir. Soğan suyu kürü 15 gün düzenli içildikten sonra 6 ay ara verilmeli ve 15 gün daha düzenli olarak içilmelidir.

6 Ekim 2015 Salı

BAŞ AĞRISI


OKUMAK GEREK

Hayat GüzeldirBusra Kayra Pirpiri ve 17 diğer kişi ile birlikte
"Sen de dedem gibi ölecek misin, anneanne?" sözleri hasta odasında yoğun sessizlik yaşanmasına neden olmuştu. Geçirdiği ameliyatlardan sonra pek toparlayamamış yaşlı bayan hastamızı ilkokula yeni başlamış torunu ve kızı ziyarete gelmişti. Küçük çocukları hasta ziyaretine kabul etmememiz başlangıçta sorun yaratmış, kısa süreli ziyaret için izin koparmışlardı.
Hasta odasında ana kız konuşup dertleşirken torun araya girip sormuştu o can sıkıcı soruyu.
Kafamı eğip elimdeki dosya ile ilgileniyormuş gibi yaptım. Hastamız torununu yatağın kenarına oturttu. Ellerini tutarak
"Şimdi değil, iyileşip eve döneceğim, merak etme. Hemen ölmeyeceğim.
Ama er veya geç hepimiz öleceğiz" dedi.
Torun yanıttan pek tatmin olmuş gibi değildi.
- Ama bu haksızlık, anneanne. Ölünce onları bir daha göremiyoruz.
Dedemi çok özledim ben.
-Merak etme, insanlar ölünce görünmez olurlar ama hepten yok olmazlar.
Torun bir süre anneannesinin boynundaki kolye ile oynayarak düşündü.
Sonra "Peki insanlar ne oluyor, ölünce" diye sordu. Anneanne önce bana, sonra kızına baktı.
Torununun saçını okşayarak;
-Bir şekilde aramızda oluyorlar, ölenler. Kimi bir renk, kimi tat veya koku kimi de dokunuş olup geri geliyorlar. Mesela rahmetli annemin yaptığı puf böreğini hiç unutmadım. Nerede o kokuyu veya tadı bulsam annemin orada yanımda olduğunu bilirim. Dedeni ise saçlarımdaki dokunuş ile hatırlarım.
Nerede bir rüzgâr saçlarımı okşasa dedenin yanımda olduğunu düşünür, sevinirim.
-Peki, sen ölünce ne olup geleceksin, anneanne?
-Onu sen bileceksin. Beni nasıl hatırlamak istersen o şekilde geleceğim yanına.
Ziyaret kısa sürmüştü. Onlar odadan çıktıktan sonra hastamız, torununu çok özlemiş olduğunu belirterek ziyarete engel olmadığımız için teşekkür etti.
-Bu küçük torunumu büyüğünden daha çok seviyorum, doktor bey.
-Torunlarınız arasında ayırım yapmamanız gerekmez mi?
-Haklısınız ama böyle olmasında biraz kızımın da kabahati var. İlk çocuğunu çabuk büyütmeye çabaladı. Kendince başardı da. Ama hepimizden uzak soğuk, ağır biri oldu çıktı, büyük torunum. Şimdi hepimiz yakınıyoruz ama iş işten geçti.
-Neden böyle oldu?
-Ne yazık ki, kızım da diğerleri gibi zamane annelerinden oldu. Çocuğunu en iyi şartlarda, en iyi okullarda en iyi eğitim ile yetiştireceğim diye tutturdu. Çocuğun almadığı ders kalmadı neredeyse. Bale, piyano, tenis, yüzme dersleri yetmedi kolejlerde okuttu. Onunla birlikte ders çalışıp sınavlara birlikte girdi sanki. Şimdi adı sanı duyulmuş kolejlerden birinde okuyor. Ama hepimizden uzaklaştı. Derslerinden başka oyun bilmeyen soğuk ağır biri oldu.
Bir süre sustu, soluklandı. Elimi tutup yatağında doğruldu.
Yastıklarını düzelttim.
-Zamane anneleri böyle oluyor, işte. Çocuk yetiştirmeyi yemek yapmak sanıyorlar. Parayı bastırıp en donanımlı mutfakta en iyi malzemeleri kullanırsa yemeğin mükemmel olacağını hayal ediyor, ortaya çıkan yemeğe bakıp neden lezzetli olmadığını soruyor, kabahati mutfakta veya malzemede arıyorlar. Kendilerine hiç kabahat bulmuyorlar. Hâlbuki elinin emeği, sabrı, özeni olmadıkça lezzeti yakalayamazsın. Hele bir sarma sarsınlar da göreyim ben onları. Bu kez de "o kadar emek verdim, kimseye yedirtmem" diye tutturur bunlar. Sanki analarından böyle gördüler.
Hayat kolaylaşıp hızlandıkça her şeyin aynı kolaylıkla yapılacağını sanıyor bu zamane anneleri. Çocuklarını da çabuk büyütmeye uğraşıyorlar. Onları hızlı yaşlandırdıklarının farkında bile değiller.
-Yani?
-Çocuk bu, yetiştiği ortamdaki insanlara anne babasına benzeyecek elbet.
Çocuk onlara benzemeye başladıkça anneler kendi beğenmediği yönlerini çocuklarında görüp kızıyor, nerede hata yaptıklarını bulmaya çabalıyorlar.
İkinci çocukta ise o ilk heves kalmıyor da öyle kurtarıyor onlar kendilerini.
Boğazı kurumuştu. Bir yudum su içip eskiden ailelerin ilk çocuklarının ağabey ve abla ağırlığı ile yetiştirildiğini ilk çocukların aileyi iyi yansıtma görevi olduğu için daha değerli olduğunu ama artık devrin değiştiğini ailelerin kendilerini değil de hayallerini çocuklarına yüklediğini ilk çocuktan sonra gelenlerin ise daha özgür olgunlaşıp aileye daha çok benzediğini anlattı.
Birkaç gün sonra hastamızın başucunda suluboya bir resim vardı. Mavi gökyüzünde sapsarı güneş ve bir de uçurtma uçuran kız çocuğu vardı, resimde. Hastamız resim ile ilgilendiğimi görünce okumakta olduğu gazetesinden kafasını kaldırıp;
-Torunum benim için yapmış bu resmi, doktor bey. Resimdeki kız kendisiymiş. Karar vermiş, ben ölünce resimdeki gökyüzünün mavisi olacakmışım, onun için. Gökyüzüne her baktığında benim yanında olduğumu bilecekmiş, böylelikle. Bu sımsıcak güneş ise dedesiymiş.
Gözleri dolmuştu. Birkaç damla yaş süzüldü gözlerinden. "Torunumun gözünde gökyüzünün mavisi olacakmışım, dedesi de hepimizi ısıtan güneş. Daha ne olsun?" dedi.
Öğle arasında bahçeye çıktım. Yağan yağmurun ardından masmavi gökyüzünde açan güneş, sıcaklığını iyice hissettiriyor, ağaçlar sonbahara hazırlanıyordu.
Hatırlanma şeklinizi, karşınızdakiler değil, sizin yaşamda bıraktığınız izler belirleyecek...

İNŞİRAH SURESİ

Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Elem neşrah leke sadrek
2- Ve vada'na 'anke vizreke
3- Elleziy enkada zahreke
4- Ve refa'na leke zikreke
5- Feinne me'al'usri yüsren
6- İnne me'al'usri yüsren
7- Feiza ferağte fensab
8- Ve ila rabbike ferğab
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Senin için bağrını açmadık mı?
2- İndirmedik mi senden o yükünü?
3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- Senin şanını yüceltmedik mi?
5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O'na doğrul!

ESKİŞEHİR ÖNERİLERİ